Değerli dostlarım
Yine size ilginizi çekebilecek bir makale sunacağım. Malumunuzdur, peynir-ekmek gibi antibiyotik tüketen ülkelerden birisiyiz . Yakın dönemde antibiyotikleri sorgulayan hasta sayımda artmalar olsa da büyük çoğunluğu böbrek nakli olmuş hastalar ve hastalığının bilincindeki genç kronik böbrek yetmezlikli hastalarım oluşturmaktadır. Genelleme yaparsak toplum olarak her konuda olduğu gibi sorgulamayı pek sevmiyoruz.
Konu tüyler ürpertici ve kaideler istinayı bozar ya da bozmaz karar herkesin kendisine aittir ama nefrologlar ve başlıca sodyum, potasyum dediğimiz elektrolit dengesine ilgisi olmayan hekimlerin dahi atlayabileceği bir durum.
Ekim 2014'de BMJ kısa adı ile camiamızın "baba" dergilerinden bir tanesinde: "Co-trimoxazole and sudden death in patients receiving inhibitors of renin-angiotensin system: populonation based study" başlığı ile bir makale yayınlandı. Etken maddesi Ko-trimoksazol veya trimetoprim-sulfometaksazol , siprofloksasin, nitrofurantoin, amoksisilin, norfloksasin olan antibiyotiklerde ani ölüm riski araştırıldı.
40000'e yakın ani ölümün araştırıldığı çalışmada 1027 adet antibiyotik kullanımı sonrası 7gün içinde geliştiği gözlenmiş. Amoksisilin ile karşılaştırılan çalışmada 7gün içinde ani ölüm Ko-trimoksazolda yaklaşık ortalama 1.38 kat, 14günde yaklaşık ortalama 1.58 kat olarak bildirilmiştir. Siprofloksasinde (uzamış QT intervaline neden olduğu bilinir. EKG dediğimiz kalp şeridinde hayatı etkileyebilen bir değişiklik) ani ölüm oranı yaklaşık 1.29 olarak bildirilmiştir. norfloksasin ve nitrofurantoinde ise benzer risk görülmemiştir olarak bildirilmiştir.
Adı geçen ilaçlar öncelikli olarak idrar yol enfeksiyonunda kullanılan ilaçlardır. Özellikle dikkat çekilmek istenen etken madde olan Ko-trimoksazol, Dünya Sağlık Örgütü'nün de idrar yolu enfeksiyonunda kullanılmasını önerdiği ilaçlar listesindedir(World Health Organization. WHO model list of essential medicines. 2013. www.who.int/medicines/publications/essentialmedicines/en/..). Her yıl İngiltere'de 5milyon, ABD'de 20milyon reçetede yer almakta olduğu bildirilmiştir. Ülkemizde ise bu rakamın ne olduğunu bilmiyoruz.
Ko-trimoksazol hiperpotasemi yapabilen bir ilaçtır. Bunada böbrekte distal nefron dediğimiz kısımda epitelyal sodyum kanallarını bloke ederek neden olmaktadır. Potasyum atılımına engel olmaktadır. Alaphan'ın 1999 tarihli makalesinde de ko-trimoksazol alan çalışma hastalarının %6'sında gizli hiperkalemi (yani kan potasyum değeri 5.4mg/dl'den yüksek) olduğunu bildirmiştir (Alappan R, Buller GK, Perazella MA. Trimethoprim-sulfamethoxazole therapy in outpatients: is hyperkalemia a significant problem? Am J Nephrol 1999;19:389-94) .
Esas çalışmamıza geri dönecek olursak 66yaş ve üstü hastalarda yapılmıştır. Bu yaş grubunda kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve hipertansiyon ve hipertansif komplikasyonlar nedeni ile anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörü ve/veya anjiotensin reseptör blokeri tansiyon düşürücü ilaç kullanımı neredeyse tama yakın mevcuttur. Bu nedenle bu hasta grubunda özellikte enfeksiyonu için antibiyotik kullanılacaksa daha ihtiyatlı davranmak doğru olacaktır.
Çalışmanın genç populasyonda sonucu bulunmamaktadır. Ama kafanızı daha fazla şişirmeden ve allak bullak etmeden öz olarak söyleyeceğim şudur ki; antibiyotik (konumuz bu olduğu için sadece antibiyotik diyorum yoksa tüm ilaçlar için geçerli) gelişi güzel kullanılabilecek bir ilaç değildir. Mutlaka aile hekimimizle olsun, uzman hekimimiz olsun, nefroloğumuz olsun ilaçlarımızı ve hastalıklarımızı hatırlatmak ve yeni ilaç kullanımının mutlak şart olup olmadığını sorgulayalım (istisnalar kaideyi bozar mı onu yine herkesin kendisine bırakıyorum :)) .
Sorularınız ve görüşlerinizi bekliyorum.
Sağlıklı mutlu günler diliyorum
veee
"Lütfen Bağışlayın" sloganımızı unutmayın diyorum.
Açık erişimli bu yazıyı bu linkten okuyabilirsiniz
http://www.bmj.com/content/349/bmj.g6196.full.pdf+html
PMC'den ise
BMJ 2014;349:g6196 doi: 10.1136/bmj.g6196 (Published 30 October 2014)
İlginizi çekebilir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder