Anne-babalarımız
zamanında grip için “ilaçsız 7 günde, ilaçla 1 haftada
düzelen hastalık” olarak bakılırdı. Ama şimdi her geçen sene
daha korkutucu tablolar çizen, mutlak doktora başvurulmasını
gerektiren bir durum arz etmeye başladı. Metropol hayatının
getirdiği zorluklar artık hastalığı farklı boyutlara taşımaya
başladı.
1- Grip nedir Nezleden farkı nedir?
En çok ayırdını bilmemiz gereken
konulardan birisidir. Grip; öksürük,boğaz ağrısı,halsizlik,kas
ağrısı dediğimiz kırıklık-kırgınlık hissi, ateş, yorgunluk
ile kendisini gösterir.
Nezle ; burun akıntısı nefes
alamama, hapşırık , kısmen öksürük ve eşlik edebilen baş
ağrısı ile seyreden bir rahatsızlıktır. Buradan anlaşılması
gereken sonuç olarak grip tüm vücudu etkilerken, nezle;sadece
burun,boğaz ile sınırlı bir haldir.
2- H3N2 virüsü; ne kadar
korkmalıyız, olası komplikasyonları nelerdir?
Geçtiğimiz yıllarda kuş gribi ve
domuz gribi salgınları mevcuttu. Bu influenza dediğimiz grip
virüsü ailesi, her virütik hastalık gibi mutasyon dediğimiz
genetik başkalaşım geçirerek hayatta kalma becerisini
arttırmaktadır. Bu sene görülen formu ise H3N2 varyasyonudur.
Virüs her sene kendisini yenileyerek daha güçlü bir hal alırken
baştada belirttiğim gibi yoğun büyük şehir temposu, yeni dönem
kapalı devre havalandırma sistemli akıllı binalar, araçlarımızda
ve iş yerlerindeki havalandırma bakımlarının yetersizliği ile
bizler her geçen yıl daha savunmasız bir hal aldığımızı
düşünürsek grip virüsü de çekinmemiz gereken ajanlardan biri
haline gelmektedir.
3- Kimler grip aşısı olmalı?
Aşının bu tabloda yeri nedir?
Aşılar bildiğimiz gibi bir önceki
sene elde edilen virüs suşlarından oluşmaktadır. Yeni gelen
virüs için sadece ön bilgi hazırlığı oluşturmaktadır. Aşının
yeri şayet önceki grip virüsleri ile enfekte olmamış isek onlara
karşı kandaki savunma hücrelerimize hafıza oluşturma olanağı
sağlamaktadır ve bizi bu virüs suşlarına karşıda korumaktadır
4- Aşı olması zorunlu risk grubu
kimlerdir?
Savunma sistemi
yönünden yetersizlik olabileceği muhtemel tüm grupların aşıyı
olmasını öneriyoruz. Özellikle:
-Bebeklerde,
kreş-anaokulu çocukları,
-Yaşlılarda,
-Diyabet, kalp
hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkları
olanlarda,
-Sık seyahat
öyküsü olanlarda,
-Akıllı bina
çalışanları,
-Toplu ulaşım
kullanımı zorunlu kişilerde,
-Alkol ve sigara
yoğun tüketimi olanlarda özellikle kullanımı öneriyoruz.
Bu öneriler genel
olarak yapılmakla birlikte mutlaka aşı için hekiminize aşının
zamanı, yarar ve zararları açısından danışmanızı öneriyoruz.
5- Kişisel korunma yöntemleri
neler olmalı?
İlaçlar ve aşılar
haricinde kişisel olarak yapabileceğimiz şeylerde var. Zaten
virütik hastalıklarda tedavinin esasını korunma oluşturmaktadır.
Sıralayacak olursak:
-Ellerimizi her
yapacağımız iş öncesi ve sonrası yıkamayı prensip edinmeli,
-Hastalığın
yaygın olduğu ve bu sene olduğu gibi kar yağışının olmadığı
dönemlerde hiç olmazsa gün aşırı iş dönüşü duş almayı
ihmal etmemeliyiz,
-Soğan ve sarımsak
içeriği itibari ile savunma sistemi uyarıcısı olarak ve anti
septik olarak yemeklerimizde ve mutfaklarımızda bir müsait köşede
bulundurmamızda yarar var.
-Damlacık
enfeksiyonu olduğu için hapşırma öksürmede mendil kullanma
alışkanlığı edinelim,
-Dostluğumuzu
öpüşerek değil tokalaşarak gösterelim.
-Özellikle akıllı
bina çalışanlarının kapalı devre havalndırmaların bakımı
için ilgilileri uyarmalı ve her fırsatta temiz hava için bina
dışına çıkabilmeliyiz.
- Mevsimi itibari
ile C vitamini deposu meyvelerimizden düzenli tüketilmesi,
- Düzenli ve
hijyenik bir uyku
- Sıvı alımımızı
artırmak
- Bilgisayar
başında çalışanlar içinde gün sonunda mutlaka el
dezenfektanları ile klavyelerini temizlemelerini öneriyorum.
6- Savunma sistemimizi güçlü
tutmak için ilaçlar ya da kullanabileceğimiz bitkisel ürünler
var mı?
Çeşitli
tabletlerimiz var. Bitkisel ürünlerinizden ekinezya çayı , meyan
kökü savunma sistemi için önerebileceğim ürünlerden.
7-Bol sıvı tüketimi ne yarar
sağlar?
Balgam gibi burun ifrazatımız gibi
vücut sekresyonlarımızın sıvı form diyebileceğimiz seröz
formda kalmasını sağlamaktadır. Atılımını
kolaylaştırmaktadır.
8-Doktora başvurmak gerekli mi? Ne
zaman doktora başvurmalıyım?
Doktora başvurmak gerekli çünkü
hastalığın her evresinde tedaviye yaklaşımımız farklı
olmaktadır. Eğer riskli gruplar arasında isek gribimiz sinüzitle
ya da alt solunum yolu enfeksiyonu dediğimiz bronşit, zatürre gibi
tablolara dönüşebilme ihtimali vardır. Fark ettiğimiz semptomlar
olduğunda başvurmak çok önemli. Eğer aşımız yok ve
şikayetlerimiz başladığında doktra başvurabilirsek virüsün
hücre içine girişi aşamasında durdurmamız mümkün
olabilecektir
9- Gribimin zatürreye çevirdiğini
bilebilir miyim?
Eğer tabloda 37.2 C'yi geçen ateş
tablosu, balgam öksürükle birlikte geliyor ve özellikle
sarı-yeşil bir hal alıyorsa zatürre ya da diğer alt solunum yolu
tutulumundan şüphelenmek doğru olacaktır.
10- Zatürre(pnömoni) aşısı
yaptırmak konusunda neler söyleyebiliriz?
Zatürre hem gripte en kötü
komplikasyonlardan biri hemde risk grubu kişiler içerisinde isek
pnömoni aşısı olmakta büyük yarar olduğunu literatür
bildirmektedir. Bana Bir şey olmaz diyen grup için bile ağır
geçirilen bir enfeksiyon sonrası ömürde bir kez yapılması
yeterli olan zatürre aşısı formuda ülkemizde mevcut. Grip aşısı
gibi belli bir aşı dönemide bulunmamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder