-Polikistik Böbrek Hastalığı Nasıl Bir Hastalıktır?
Polikistik böbrek hastalığı böbrek ve karaciğerde çok sayıda kistik tutulum, hipertansiyon, kalp kapaklarında tutulum(mitral kapak prolapsusu), intrakranial anevrizma, böbrek taşı, hematüri, idrar yolu enfeksiyonu gibi pek çok organı tutabilen otozomal dominant genetik geçişli bir hastalık. Ailede erken böbrek yetmezliği, diyaliz öyküsü, nedeni bilinmeyen erken yaşta ölümler olabileceği gibi hiç aile öyküsü alınamayabilen vakalar olabilir.
Kronik böbrek yetmezliğinin 4. en sık nedeni.
Böbreklerde çok sayıda kist oluşması ile böbrek dokusunda işlev gören alan daralmaktadır. Bunun sonucunda da erken yaşta yani 40-50'li yaşlarda böbrek yetmezliği tablosu gelişmesine neden olmaktadır.
Kronik böbrek yetmezliğinin 4. en sık nedeni.
Böbreklerde çok sayıda kist oluşması ile böbrek dokusunda işlev gören alan daralmaktadır. Bunun sonucunda da erken yaşta yani 40-50'li yaşlarda böbrek yetmezliği tablosu gelişmesine neden olmaktadır.
Hastalık Kimde Neden Olur?
Hastalığa ait iki gen mutasyonundan(değişiminden) bahsedilmektedir polikistin1 (PKD1) ve polikistin 2 (PKD2). PKD1 anlattığımız hızlı tabloyu oluştururken , PKD2'de seyir biraz daha ılımlıdır. PKD1 genine sahip olanlar yeni çıkan ilaçlardan beklenti içerisindedir.
Bilindiği üzere mekanizma olarak "anti diüretik hormon ya da vazopressin" salınımının etkisinden bahsedilmektedir. Bu hormonun böbrek tübülü hücrelerindeki reseptörleri(alıcı bölgeler) üzerinden kistlerin çoğalmasında rolü olduğu kabul edilmektedir. PKD1 ve PKD2 mutasyonu olmayan bireylerde hormonun vücudumuzdaki esas görevi kanımızda bulunan sodyum elektroliti (minerali) üzerinden su-sodyum dengesini sağlamaktır.
Tedavisi Nasıl Planlanmaktadır?
Bugüne kadar bu hormon kontrolü için bol su tüketmeyi önerebiliyorduk. Bunun da faydası konusunda tartışmalar vardı. Demli çay, kahve, kolalı içecekler, maden suyu gibi ek sıvıların çok tüketilmemesi gerekiyor.
Hiponatremi tedavisi(Kalp yetmezliğine bağlı hipervolemik hiponatremi, Uygunsuz ADH Sendromu gibi övolemik hiponatremi dahil) gören hastalarda kullanılan tolvaptan (ülkemizde olan etken madde) anti diüretik hormonun etkilerini alıcı(reseptör) düzeyinde engellemesi ile kist gelişimini durdurmada etkili olabileceği üzerinde duruldu.
Bu çalışmada polikistik böbrek hastalığı tanısı almış genç yaş grubu ve kan kreatinin değeri ortalaması 1.0 -1.3 mg/dl olan hastaların dahil edildiği çalışmada(TEMPO çalışması GFR > 60ml/dk olan Polikistik böbrek hastaları ile) böbrek boyutları hızla büyümüş fakat böbrek fonksiyonları korunmuş hastalarda en iyi cevap alınmış. İlaç bırakma oranları plaseboya göre fazla (özellikle karaciğer fonksiyon testlerinde artma, idrar miktarında artış(poliüri), susama hissine bağlı). Başarılı sonuç(total böbrek hacmi açısından) 1. yılda alınabiliyor, ilerleyen yıllarda böbrek hacminde etkili bir değişim gözlenmediği bildirildi.
Üretici firmanın daha sonra organize ettiği 1 yıl takip süreli çalışmada (REPRİSE çalışması evre 2 - evre 4 KBY) tahmini böbrekten temizlenme oranlarında (eGFR) iyileşme gösterdiği bildirilmiştir. İlaç bu çalışma ile FDA yani Amerikan ilaç konseyi onayını aldı. İlk onay aldığı ülkeler Kanada ve üretici firmanın bağlı olduğu ülke Japonya. Ülkemizde endikasyon dışı ilaç kapsamında olmak üzere geri ödemesi başlamıştır.
Böbrek naklinde etkin kullanımda olan sirolimus ile ilgili çalışmalar; çalışma dizaynları ve sonuçları açısından tolvaptan kadar etkin olamamıştır.
Bu çalışmada polikistik böbrek hastalığı tanısı almış genç yaş grubu ve kan kreatinin değeri ortalaması 1.0 -1.3 mg/dl olan hastaların dahil edildiği çalışmada(TEMPO çalışması GFR > 60ml/dk olan Polikistik böbrek hastaları ile) böbrek boyutları hızla büyümüş fakat böbrek fonksiyonları korunmuş hastalarda en iyi cevap alınmış. İlaç bırakma oranları plaseboya göre fazla (özellikle karaciğer fonksiyon testlerinde artma, idrar miktarında artış(poliüri), susama hissine bağlı). Başarılı sonuç(total böbrek hacmi açısından) 1. yılda alınabiliyor, ilerleyen yıllarda böbrek hacminde etkili bir değişim gözlenmediği bildirildi.
Üretici firmanın daha sonra organize ettiği 1 yıl takip süreli çalışmada (REPRİSE çalışması evre 2 - evre 4 KBY) tahmini böbrekten temizlenme oranlarında (eGFR) iyileşme gösterdiği bildirilmiştir. İlaç bu çalışma ile FDA yani Amerikan ilaç konseyi onayını aldı. İlk onay aldığı ülkeler Kanada ve üretici firmanın bağlı olduğu ülke Japonya. Ülkemizde endikasyon dışı ilaç kapsamında olmak üzere geri ödemesi başlamıştır.
Böbrek naklinde etkin kullanımda olan sirolimus ile ilgili çalışmalar; çalışma dizaynları ve sonuçları açısından tolvaptan kadar etkin olamamıştır.
Hastalığın İlerlemesine Neden Olacak Risk Faktörleri Nelerdir?
- PKD1 geninin (polikistin-1) pozitif olması- Büyük böbrekler
- Gross hematüri (idrarda gözle görünür kan olmasına bağlı renk değişikliği) atakları
- Sık böbrek tutulumunun eşlik ettiği idrar yolu enfeksiyonları
- Hipertansiyon
- Çok sayıda gebelik
- Siyah ırk
- Erkek cinsiyet
Hasta Olarak Nelere Dikkat Etmemiz Gerekiyor?
*Ailede eğer kistik böbrek varsa mutlaka görüntüleme eşliğinde tarama yapılmalı (ultrason, tomografi, böbrek fonksiyonları için kan, idrar, 24 saatlik idrar tahlilleri gibi)*Aile öyküsü gözden geçirilmeli erken diğer bulguları olanlar mutlaka taranmalı (Polikistik böbrek hastalığında karaciğerde de kistler, sık tekrarlayan piyelonefrit atakları, hipertansiyon , böbrek taşı, gross hematüri atakları gibi)
*Aile öyküsü alınamayan veya bilinmeyen, çok sayıda böbrek kistleri olan beraberinde karaciğer kistleri, hipertansiyon, böbrek fonksiyon testlerinde bozulma olsun olmasın indeks vaka dediğimiz aileden ilk karşılaştığımız hastalarda genetik polikliniği danışmanlığı alınması uygun olur. Özellikle genetik tarama sonucu PKD1 pozitif hastalarda erken tespit açısından ailesinin de taranması mutlak şarttır.
*Özellikle tuz ve tuzlu gıdalardan uzak durmak, susamayı kontrol altına alabilmek için diyete dikkat etmek, su tüketimini böbrek yetmezliğinin ileri aşamalarına kalmadan artırmak önem arz ediyor (50ml/kg/gün).
*Polikistik böbrek hastalığı aynı zamanda hipertansiyona da neden olduğu için tansiyon tedavisi de önem arz etmektedir. Hipertansiyonun kontrolünün sağlanması. Özellikle ikili RAS blokajı önerilmekte,
*Sigara ve alkolden uzak durmak gerekli.
*Günlük kalori ihtiyacının üzerinde beslenmede susama hissi uyandıracağından aşırı beslenmenin de zararlı olacağı unutulmamalıdır.
*Şeker ve şekerli gıdalarda susamada tuz kadar etkil olduğu unutulmamalıdır.
*Sigara ve alkolden uzak durmak gerekli.
*Günlük kalori ihtiyacının üzerinde beslenmede susama hissi uyandıracağından aşırı beslenmenin de zararlı olacağı unutulmamalıdır.
*Şeker ve şekerli gıdalarda susamada tuz kadar etkil olduğu unutulmamalıdır.
*Kolesterol düşürücü tedavi ajanları statinler uygun vakalarda başlanmalı.
*Kilolu hastaların zayıflaması: kist gelişimi, hipertansiyon, böbrek yetmezliğinin önlenmesi açısından değerlidir
*İlaç tedavisi dışında özellikle kistlerin takibi ve kist içeriğinin belirlenmesi 7-8 santimetre çapın üzerindeki kistlerin sklerozan tedaviye alınması takip açısından önemlidir.
Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim
Dr Kadir Gökhan Atılgan