Blog içinde konu aramak için yazın

5 Mart 2014 Çarşamba

Iceberg'in görünmeyen yüzü : Grip dilemması


Anne-babalarımız zamanında grip için “ilaçsız 7 günde, ilaçla 1 haftada düzelen hastalık” olarak bakılırdı. Ama şimdi her geçen sene daha korkutucu tablolar çizen, mutlak doktora başvurulmasını gerektiren bir durum arz etmeye başladı. Metropol hayatının getirdiği zorluklar artık hastalığı farklı boyutlara taşımaya başladı.

1- Grip nedir Nezleden farkı nedir?
En çok ayırdını bilmemiz gereken konulardan birisidir. Grip; öksürük,boğaz ağrısı,halsizlik,kas ağrısı dediğimiz kırıklık-kırgınlık hissi, ateş, yorgunluk ile kendisini gösterir.
Nezle ; burun akıntısı nefes alamama, hapşırık , kısmen öksürük ve eşlik edebilen baş ağrısı ile seyreden bir rahatsızlıktır. Buradan anlaşılması gereken sonuç olarak grip tüm vücudu etkilerken, nezle;sadece burun,boğaz ile sınırlı bir haldir.

2- H3N2 virüsü; ne kadar korkmalıyız, olası komplikasyonları nelerdir?
Geçtiğimiz yıllarda kuş gribi ve domuz gribi salgınları mevcuttu. Bu influenza dediğimiz grip virüsü ailesi, her virütik hastalık gibi mutasyon dediğimiz genetik başkalaşım geçirerek hayatta kalma becerisini arttırmaktadır. Bu sene görülen formu ise H3N2 varyasyonudur. Virüs her sene kendisini yenileyerek daha güçlü bir hal alırken baştada belirttiğim gibi yoğun büyük şehir temposu, yeni dönem kapalı devre havalandırma sistemli akıllı binalar, araçlarımızda ve iş yerlerindeki havalandırma bakımlarının yetersizliği ile bizler her geçen yıl daha savunmasız bir hal aldığımızı düşünürsek grip virüsü de çekinmemiz gereken ajanlardan biri haline gelmektedir.

3- Kimler grip aşısı olmalı? Aşının bu tabloda yeri nedir?
Aşılar bildiğimiz gibi bir önceki sene elde edilen virüs suşlarından oluşmaktadır. Yeni gelen virüs için sadece ön bilgi hazırlığı oluşturmaktadır. Aşının yeri şayet önceki grip virüsleri ile enfekte olmamış isek onlara karşı kandaki savunma hücrelerimize hafıza oluşturma olanağı sağlamaktadır ve bizi bu virüs suşlarına karşıda korumaktadır

4- Aşı olması zorunlu risk grubu kimlerdir?
Savunma sistemi yönünden yetersizlik olabileceği muhtemel tüm grupların aşıyı olmasını öneriyoruz. Özellikle:
-Bebeklerde, kreş-anaokulu çocukları,
-Yaşlılarda,
-Diyabet, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkları olanlarda,
-Sık seyahat öyküsü olanlarda,
-Akıllı bina çalışanları,
-Toplu ulaşım kullanımı zorunlu kişilerde,
-Alkol ve sigara yoğun tüketimi olanlarda özellikle kullanımı öneriyoruz.
Bu öneriler genel olarak yapılmakla birlikte mutlaka aşı için hekiminize aşının zamanı, yarar ve zararları açısından danışmanızı öneriyoruz.

5- Kişisel korunma yöntemleri neler olmalı?
İlaçlar ve aşılar haricinde kişisel olarak yapabileceğimiz şeylerde var. Zaten virütik hastalıklarda tedavinin esasını korunma oluşturmaktadır. Sıralayacak olursak:
-Ellerimizi her yapacağımız iş öncesi ve sonrası yıkamayı prensip edinmeli,
-Hastalığın yaygın olduğu ve bu sene olduğu gibi kar yağışının olmadığı dönemlerde hiç olmazsa gün aşırı iş dönüşü duş almayı ihmal etmemeliyiz,
-Soğan ve sarımsak içeriği itibari ile savunma sistemi uyarıcısı olarak ve anti septik olarak yemeklerimizde ve mutfaklarımızda bir müsait köşede bulundurmamızda yarar var.
-Damlacık enfeksiyonu olduğu için hapşırma öksürmede mendil kullanma alışkanlığı edinelim,
-Dostluğumuzu öpüşerek değil tokalaşarak gösterelim.
-Özellikle akıllı bina çalışanlarının kapalı devre havalndırmaların bakımı için ilgilileri uyarmalı ve her fırsatta temiz hava için bina dışına çıkabilmeliyiz.
- Mevsimi itibari ile C vitamini deposu meyvelerimizden düzenli tüketilmesi,
- Düzenli ve hijyenik bir uyku
- Sıvı alımımızı artırmak
- Bilgisayar başında çalışanlar içinde gün sonunda mutlaka el dezenfektanları ile klavyelerini temizlemelerini öneriyorum.

6- Savunma sistemimizi güçlü tutmak için ilaçlar ya da kullanabileceğimiz bitkisel ürünler var mı?
Çeşitli tabletlerimiz var. Bitkisel ürünlerinizden ekinezya çayı , meyan kökü savunma sistemi için önerebileceğim ürünlerden.

7-Bol sıvı tüketimi ne yarar sağlar?
Balgam gibi burun ifrazatımız gibi vücut sekresyonlarımızın sıvı form diyebileceğimiz seröz formda kalmasını sağlamaktadır. Atılımını kolaylaştırmaktadır.

8-Doktora başvurmak gerekli mi? Ne zaman doktora başvurmalıyım?
Doktora başvurmak gerekli çünkü hastalığın her evresinde tedaviye yaklaşımımız farklı olmaktadır. Eğer riskli gruplar arasında isek gribimiz sinüzitle ya da alt solunum yolu enfeksiyonu dediğimiz bronşit, zatürre gibi tablolara dönüşebilme ihtimali vardır. Fark ettiğimiz semptomlar olduğunda başvurmak çok önemli. Eğer aşımız yok ve şikayetlerimiz başladığında doktra başvurabilirsek virüsün hücre içine girişi aşamasında durdurmamız mümkün olabilecektir

9- Gribimin zatürreye çevirdiğini bilebilir miyim?
Eğer tabloda 37.2 C'yi geçen ateş tablosu, balgam öksürükle birlikte geliyor ve özellikle sarı-yeşil bir hal alıyorsa zatürre ya da diğer alt solunum yolu tutulumundan şüphelenmek doğru olacaktır.

10- Zatürre(pnömoni) aşısı yaptırmak konusunda neler söyleyebiliriz?

Zatürre hem gripte en kötü komplikasyonlardan biri hemde risk grubu kişiler içerisinde isek pnömoni aşısı olmakta büyük yarar olduğunu literatür bildirmektedir. Bana Bir şey olmaz diyen grup için bile ağır geçirilen bir enfeksiyon sonrası ömürde bir kez yapılması yeterli olan zatürre aşısı formuda ülkemizde mevcut. Grip aşısı gibi belli bir aşı dönemide bulunmamaktadır.